24 Kasım 2009 Salı

Bir Çinli Filozofun Denklemi çok komik ve düşündürücü

( İnsan ) = ( yemek ) +( uyumak ) +( para kazanmak için çalışmak )+ ( Eğlenmek )
( Eşek ) = ( yemek )+ ( uyumak ) olduğuna göre ilk denklemde

( yemek + uyumak ) yerine ( Eşek ) koyabiliriz...
( İnsan ) = ( Eşek ) + ( para kazanmak için çalışmak ) + ( Eğlenmek )
bu yeni denklemde her iki taraftan ( Eğlenmek ) çıkartılırsa:

( İnsan ) - ( Eğlenmek ) = ( Eşek ) + ( para kazanmak için çalışmak )

SONUÇ:

Eğlenmesini bilmeyen insan,
sadece para kazanmak için çalışan eşşekten başka birşey değildir.

Çinli Filozof Chang Ying Yue'dan;
Her kim gün boyunca arı kadar aktif, bir boğa kadar güçlü,
bir at kadar çalışkan olduğu halde,
akşam olunca bir köpek kadar bitkin eve dönüyorsa;
bir veterinere görünmelidir.
Çünkü eşek olması, kuvvetle muhtemeldir....



http://www.istanbulturistrehberi.com

http://www.4m1a.com

2 Kasım 2009 Pazartesi

Cep telefonu enerjisi

Cep telefonları için çok şey yazıldı. Anlamayan bilmez, uydurur, baz istasyonlarının cesametine bakarak halkımız onlardan korktu.
Madem bu yazışma grubu enerjinin temizi ile ilgileniyor, herkese aydınlatıcı bir bilgi demeti vermek istiyorum. Gün gelir, bunun da tartışmasına koyulursunuz, gerçekleri bilesiniz diye. Cep telefonu enerjisinin temiz olanı nasıl olur?
İlk önce benim kişisel olarak cep telefonu kullanım şeklimi anlatayım … da, “baz istasyonu zararsızdır” diyenlerden olmadığımı anlayın. Evde cep telefonum açıktır. Ama çalışma odamın penceresinin denizliğinde durur. Bana yaklaşık 150cm uzaklıkta. Biri bana telefon ederse ve uzun konuşacaksam, telli telefondan onu ben arar, konuşmayı öyle sürdürürüm. Bahane olarak da “benim burada cep telefonu iyi çekmiyor, rahat konuşulmuyor derim. Yolda araç kiti kullanırım. Arabanın radyosundan çıkar ses. Telefon bana 40-45 cm uzaklıkta durur. Üzerimde taşıyacaksam, telefonu çorabımın içinde taşırım. Soranlara “şimdiye kadar ayak bileği kanserinden ölen olmadı da…” derim. Mutlaka cep telefonunu kulağıma dayayıp konuşacaksam, 30-40 saniyede bir kulak değiştiririm, hatta uzuncana bir süre ben söz söyleyeceksem telefonu yüzümün karşısında 20-30cm ötede tutup konuşurum.
Elektromanyetik dalgalar uzayda üç boyuta yayılırlar. Bu nedenle doldurdukları hacimde, mesafenin küpü ile zayıflarlar. Cep telefonunun enerjisi boşa gitmesin diye baz istasyonu antenleri yukarı ve aşağı yönde yayın yapmazlar. Onların zayıflamasını mesafenin karesi (karesi ile küpü arasında ama karesine yakın) şeklinde almak daha gerçekçi olur. Cep telefonu ise, ekranın arkasından daha fazla yayın yapar, ekran tarafından daha az. Bu “SAR” değeri olarak bilinir ve her telefonun prospektüsünde yer alması zorunludur. SAR değeri (en çok 1, en az 0 olabilir) ne kadar düşükse, telefon size o kadar az etki yapar. Ama bunu da eş almak kolay anlatım için yanıltıcı bir fark oluşturmaz.
Kulağıma dayadığımda “tuzlu su” ile eşdeğer olan beyin dokum, cep telefonuna 1 cm uzaklıkta oluyor. Telefonu yüzümün karşısında 20 cm ötede tutsam, etkisi, kulağıma dayadığıma göre 20 x 20 x 20 = 8.000 kere daha azalıyor. Araç kiti üzerinden yayın yapan telefon, şakağıma dayadığıma göre 40 x 40 x 40 = 64.000 kere daha az etki yapıyor. Pencerenin denizliğinde 150 cm ötede duran telefon, 150 x 150 x 150 = 3.375.000 kere daha zararsız. Bir baz istasyonu 100 metre ötedeyse, bunun bana etkisi kulağıma dayadığım telefona kıyasla, (bu sefer karesiyle hesaplayacağım), 10.000cm x 10.000cm = 100.000.000 kere daha az.
Cep telefonu ile baz istasyonu arasındaki iletişim, karşılıklı eşit koşullarda yürür. Şöyle ki, baz istasyonu ile cep telefonu arasındaki mesafe her ne ise, baz istasyonu bunu nasıl aşarak telefona ulaşıyorsa, telefon da aynı mesafeyi aşarak baz istasyonuna ulaşmak zorundadır. Bu nedenle baz istasyonunu kuvvetlendirip, telefonu güçsüz bırakmak teknik olarak mümkün değildir. İkisi de aynı güçte çalışmak durumundadırlar. Bir telefon görüşmesi başlamadan önce baz istasyonu ile cep telefonu tam güçte bir diğeri ile “bağrışarak” temas kurarlar. Ardından “ne bağırıyorsun duyuyoruz işte” dercesine, yüksek güç gereksiz ise alçak güce geçerek haberleşmeyi daha enerji etkin biçimde sürdürürler. Bu özellik AveA’nın kullandığı frekanslarda yoktur, çünkü, o frekanslar (tuzlu suya eşdeğer olan) insan beyninin etkilenmesine en yatkın bölgede olduğundan hep düşük güçtedir. Böylece toplam etki, alt frekans bandını kullanan Vodafone ve Turkcell’in etkileri ile eşit tutulmuştur.
Baz istasyonu anteninin yükseğe kaldırılmasının şöyle bir etkisi vardır. Elektromanyetik dalgaların havaya “çıkabilmek” için yenmesi gereken bir engel vardır. Bu engel, frekansla artar. Cep telefonu frekanslarında antenden havaya çıkmanın kaybı, havada yol almaktan çok çok daha fazladır. Beri yanda bu antenden havaya çıkma engeli, antenin yerden yüksekliğine bağlı olarak azalır. Öyle ki, yerden 1 metre yukarıdaki bir anten ile 100 metreye konuşabiliyorsanız, anteni iki kat yukarı kaldırdığınızda 400 metreye konuşabildiğinizi görürsünüz. Bu nedenle, baz istasyonu anteni olabildiğince yukarı konulur ki, bu havaya çıkma engeli düşük olsun. Elektromanyetikte her olgu simetrik olduğundan, baz istasyonu antenini yukarı kaldırmak, cep telefonunun baz istasyonuna yolladığı işaretlerin alınmasında da aynı iyileşmeyi sağlar. İşte baz istasyonunun, görüntüsü ile halkımıza korku salmasının ardındaki teknik gerçek budur.
Baz istasyonları Türkiye’deki 3 operatöre verilmiş olan frekansların sayısı, bunların başka baz istasyonlarında da tekrar kullanımı ve bir dizi teknik curcuna sonunda şu genelleme yapılırsa yanlış olmaz: Bir baz istasyonu 120şer derecelik üç sektöre ayrı ayrı yayın yaparlar ve her baz istasyonu her sektörde aynı anda en çok 40 görüşme yaptırabilir. Kırkbirinci görüşme isteği gelirse, sistem onu daha uzaktaki bir başka boş baz istasyonuna yönlendirir, eğer civarda boş devresi olan baz istasyonu yoksa da size “şebeke meşgul” yazısı gösterilir.
Şimdi baz istasyonunun telefon ile kıyaslamasına gelince, bir de “doluluk” hesabı yapmamız gerek. Ortalama bir kullanıcı için günde 10 dakika konuşma, konuşkan bir abone için ise 20 dakika konuşma mantıklı değerlerdir. Elbette “cep telefonu gevezesi” olanlarda vardır ama ortalamayı 20 dakika alalım. Herkes kendi durumuna göre yapacağım hesabı tekrarlayabilir. Baz istasyonunun sizin bulunduğunuz yöne bakan sektöründeki 40 konuşma devresinin de günün 12 saati dolu olduğunu varsayalım (bu doluluk oranı Tahtakale, Taksim meydanı gibi “hot spot” olarak tanımlanan yerler için bir oran, yerleşim alanlarında bunun çok daha altında bir doluluk gözlenir). Şimdi günde 20 dakika telefonumu şakağıma dayayıp konuşsam ne olur diye etkisini hesaplayalım:
1 devre x 20 dakika / (1cm x 1cm x 1cm) = 20 birim etki
Bir de 100 metredeki bir baz istasyonunun bana etkisini hesaplayalım:
40 devre x 12 saat x 60 dakika / (10.000cm x 10.000cm) = 0,000288 birim etki
Bu ikisini bir diğeri ile karşılaştırdığınızda, sizin günde 20 dakika(cık) kullandığınız kendi cep telefonunuzun, 100 metre ötedeki çok dolu bir baz istasyonuna göre size 70.000 kere daha fazla ışıma yüklediğini göreceksiniz.
Özet: asıl tehlike cebinizde. Siz bir de bunu şakağınıza dayayıp kullanıyorsunuz!

Durun bununla bitmiyor. Bu gruptaki mimarları ilgilendiren kısmı şimdi başlıyor:
İkinci el ışıma.
Bakınız, bir otobüse bindiniz. Otobüste 40 kişi var. Hepsinde birer cep telefonu. Siz aslında bir baz istasyonuna bindiniz. Bir metro vagonu 120 kişi alıyor. Burada tam 3 baz istasyonu var. Bir metrobüs 200 kişi alıyor, demek ki 5 baz istasyonuna bedel. Lütfi Kırdar’a gittiniz. Salon dolu. İçeride 25 baz istasyonuna eşdeğer cep telefonu enerjisi var. İşte temiz cep telefonu enerjisi düşünceleri burada başlamakta.
İnsan silosu olmaktan başka bir şekilde adlandıramayacağım toplu konutlara bakalım. Gerçek sayılar olsun diye UpHill’ Court’dan örnek vereceğim. 200 x 200 metre alanda 400 daire var (17 kat). Her dairede 3 kişi olsa , bu 3 kişide 4 cep telefonu olsa 1.600 cep telefonu eder = 40 baz istasyonu (sektörü; ama eşittir 40 baz istasyonu, çünkü bir baz istasyonunun ancak bir sektörü size doğru bakar diğer ikisi başka yönlere). O komşular, sitenin karşı kaldırımına konulan bir baz istasyonunu kaldırmak için her türlü kampanyayı yapmaktalar da, komşuluk hatırına olsa gerek (!) site içinde, dairelere dağıtılmış şekilde duran 40 baz istasyonunu bağırlarına basmaktalar. Başka bir hesap yapalım. Bir dairede oturuyorum. benim dairemle temasta olan benim katımda 3 daire daha alt katta 4, üst katta 4 toplam 12 dairelik bir grubuz. Katlar arası 3 metre, aynı kattaki daireler arası ortalama uzaklık 8 metre olsun. Her dairede de 4er cep telefonu. Kaba yuvarlak hesap. Bu sefer cm üzerinden değil metre üzerinden yapalım hesabı. Nasılsa göreli hesap yapıyoruz, sayılar kolay karşılaştırılır çıksın. Benim kattakilerin etkisi:
4 daire x 4 telefon x 20 dakika / (8m x 8m x 8m) = 0,625 birim etki
Alt ve üst kattakilerin etkisi:
4 daire x 4 telefon x 20 dakika / (10m x 10m x 10m) = 0,32 birim etki (uzaklık 8 değil 10 metre çünkü yatay değil dikey fark da var)
Toplayın 3 katı, diğerlerini ihmal edin: 0,32 + 0,32 + 0,625 = 1,25 birim.
Bunu 100 metredeki “çok yoğun trafiği olan” bir baz istasyonu ile karşılaştırın:
40 devre x 12 saat x 60 dakika / (100m x 100m) = 2,88 birim.
En basit, en nalıncı keseri gibi olayı hafife alan şekilde bile hesaplasak, komşuların telefonu, 100 metredeki “çok yoğun trafiği olan” bir baz istasyonunun etkisinin yarısı kadar!
Gelin, insan silosuna, buyurun oturun. Komşuların telefonları sizi kanser yapacak!
Şu “toprak kıymeti” bize nelere mal olmakta.
Haydi mimarlar, bir gayret; tek ev düzenine geçelim. Olmuyorsa bitişik villalarda en fazla 4 daire. Hem depreme karşı da daha kolay korunur.

Son bir not daha:
Baz istasyonları yüksek güçte veya alçak güçte çalışabilirler demiştik ya? işte yüksek güce geçme sınırı yaklaşık 200 metre. Bu nedenle 100 metre ötede bir baz istasyonu varsa düşük güçtesiniz demektir. Daha yakın garanti düşük güç, 100 metre ile 200 arası belirsiz, 200 metreden ötesi yüksek güç. Bu nedenle 100 metre uzaktaki bir baz istasyonunu ele aldım. Baz istasyonunun size 200 metreden daha uzak olması, sizin cep telefonunuzun, sizi etkilemesi on (10) kat artmakta. Bu nedenle eğer bir şey isteyecekseniz, baz istasyonunun size 100 metreye konulmasını isteyin!

Bir de müjde. Kısmet olur görürsek, ve cep telefonu teknolojisi Avrupa’dan ABD’ye kaymazsa (kayması büyük olasılık, 4G için ABD’li şirketler harekete geçtiler, Avrupalılar daha 3G’ye yaptıkları yatırımı geri kazanmayı hesaplamaktalar), Avrupa’nın 4G planlarında her tavan armatüründe bir baz istasyonu olacak. Böylece cep telefonları, cep bilgisayarları, cap talavizyonları ile gerçek telefonlar, gerçek bilgisayarlar ve gerçek televizyonlar, hepsi bu tavandaki armatürün içindeki sigara paketinden küçük baz istasyonundan hizmet alacak. Uzaklık topu topu 3-4 metre olacağı için gereken güç o kadar düşük (5mW = bluetooth gücü) olacak ki, sağlığa zararı olmayacak. (Günümüz telefonları düşük güçte 250mW, yüksek güçte 2.500 mW enerji yaymaktalar). 4G’de (Avrupa baskın çıkarsa) her sokak armatüründe de bir baz istasyonu olacak.
İşte, temiz cep telefonu enerjisi bu olmalı….

Sağlıkla kalın, Ali Akurgal

http://www.istanbulturistrehberi.com

http://www.4m1a.com

26 Ekim 2009 Pazartesi

Domuz Gribinden Nasıl Korunulur

DOMUZ GRİBİ’nden korunmak için basit fakat etkili önlemler.
(Swine Flu Home Remedy)
Bu önlemler Dr.Vinay GOYAL* tarafından herkesin yararlanabilmesi için yayınlanmıştır.
Mikrobun vücuda giriş noktaları yalnızca burun delikleri, ağız ve boğaz yoluyla olmaktadır.
Çok bulaşıcı bir yapıya sahip olmasından dolayı her türlü önleme karşı H1N1 virüsüyle temas etmekten kaçınmak veya korunmak imkânsızdır. H1N1 virüsüyle temas etmek virüsün vücutta çoğalması kadar önemli değildir.
Sağlığınız yerinde ve H1N1 hastalık belirtileri göstermiyorken virüsün vücutta üremesini, belirtilerin daha da şiddetlenmesini ve ikincil enfeksiyonların gelişmesini önlemek için dikkatimizi N95 veya tamiflu gibi ilaçları stoklamaya vermek yerine çoğu bildirgelerde bahsedilmeyen bazı çok basit önlemleri uygulayabiliriz.
1. Ellerin sıklıkla yıkanması ( Bütün bildirgelerde bahsedilmiştir)
2. “Hands-off-the-face” yaklaşımı (Ellerinizle yüzünüze dokunmayın).
Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklar dışında yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız.
3. Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapılması ( tuza güvenilmiyor ise Listerin kullanılması).
H1N1 ‘in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp enfeksiyona sebep olarak karakteristik belirtileri göstermesi için 2 -3 güne ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir kişinin ılık,tuzlu suyla gargara yapmasının etkisi hastalığa yakalanmış olan bir kişinin tamiflu kullanması ile aynıdır. Bu basit ucuz fakat güçlü önleyici yöntemi küçümsemeyiniz.
4. Burnun içinin en az günde bir kere ılık tuzlu su ile temizlenmesi.
Günde bir kere burnunuzu sümkürün ve sonra ılık tuzlu suya batırılmış pamuk tamponlarla silerek temizleyiniz. Bu yolla burnunuzda bulunak virüs sayısını etkili bir şekilde azaltmış olursunuz.
5. Narenciye suları gibi C vitamin bakımından zengin olan yiyecekler kullanarak doğal bağışıklığın güçlendirilmesi.
Eğer ilave olarak C vitamin kullanmak zorunda iseniz emilimi artırmak için mutlaka Çinko ile birlikte alınız.
6. Bitkisel çaylar, çay, kahve gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiği kadar çok içilmesi.
Sıcak içecekler içmek gargara yapmakla aynı etkiye sahiptir fakat ters yöne doğru. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1 N1 virüsü mide’de çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatiyetini devam ettiremez.

www.istanbulturistrehberi.com

27 Eylül 2009 Pazar

istanbul turist rehberi http://www.istanbulturistrehberi.com

Neden isTravel ?

* istanbul turist rehberi
* İstravel rehberlik hizmeti alışılagelmişten farklı olarak keşfetmeye dair tüm alternatifleri bir arada sunar.

* Bilinen tüm rehberlik hizmetleri anlayışının ötesinde, bu işi meslek edinmiş, sadece hikâye anlatıcısı olmaktan öte alanında uzman, deneyimli rehberleri ile 1995 yılından bu yana yerli ve yabancı konuklara, kent içi, kent çevresi, ülke içi turlar düzenlemekteyiz. Rehberlerimizin hepsi Turizm Bakanlığından kokartlı rehberler olup, TUREB' e (Turist Rehberleri Birliğine) üyedirler.
* İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Japonca, İtalyanca, İspanyolca ve Arapça dillerini son derece iyi konuşan rehberlerimiz ile verdiğimiz tur hizmetlerimiz ve araç kiralama seçeneklerimiz ile gezi organizasyonlarına dair her ayrıntıyı profesyonel olarak sunmaktayız.

9 Eylül 2009 Çarşamba

istanbul turist rehberi

İstanbul Turist Rehberi


istanbul turist rehberi
Mesajınız Var!...

Rehberlik hizmeti mekân ve tarih anlatımı ile sınırlı değildir. Bir rehber, sorumlu olduğu bölgenin yaşam kültürünü, geleneklerini ,sosyolojik yapısını, politikasını gözler önüne serebilmelidir.

İstravel, keşfetmek için atılan her adımı farklı kılar…




istanbul turist rehberi